Koenzim Q10

Koenzim Q10, son yıllarda gıda takviyesi ürünleri arasındaki yerini alan ve tedaviye yardımcı özellikleriyle bireysel performans için kullanımının yanı sıra çeşitli hastalıklar için de tercih edilen besinlerden biridir. Vücutta üstlendiği enerji sağlama görevi ile her yaştan kullanıcı için farklı faydalar sağlayan bu besin maddesi, yapısında barındırdığı birçok vitamin sayesinde besleyici bir özelliğe de sahip olmaktadır. Hücrenin yapıtaşlarından biri olarak değerlendirebileceğimiz koenzim Q10 hakkındaki temel bilgileri bu yazımızda bulabilirsiniz. 

Not: Çeşitli kaynaklardan derlenerek bilgilendirme amacı ile hazırlanmış olan bu içerik, doktor tavsiyesi olarak değerlendirilmemelidir. Herhangi bir takviye gıda kullanmadan önce doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Koenzim Q10 Nedir?

Hücrelerde enzim ile beraber faaliyet gösteren ve enerji üretmeye yardımcı olan koenzim Q10, vitamin özellikleri gösteren ancak protein, yağ ve benzeri organik bileşiklere kıyasla hücrede tek başına görev almayan bir moleküldür. Kalp başta olmak üzere karaciğer, böbrek, pankreas gibi organlarda doğal olarak bulunan bu molekül; vücuda sağladığı enerji sayesinde tüm kasları besler ve geliştirir. Yaşlanan vücutla birlikte azalmaya başlayan Koenzim Q10, vücuttaki eksikliği sonucu zamanla B12 vitamini eksikliğinden genetik bozukluklara kadar pek çok rahatsızlığa sebep olabilmektedir. Bu molekül, ihtiyaç duyulan enerjinin sağlanması amacıyla dışarıdan yapılan takviyeler veya gıdalar yoluyla vücuda kazandırılabilir.

Faydaları Nelerdir?

Koenzim Q10 hakkında yapılan araştırmalar sonucu araştırmacılar rahatsızlıkları tedavi etme noktasında bir görüş birliğine varamamış olsalar da bu molekül; günümüzde yüksek tansiyon, diyabet, migren ve benzeri hastalıkların tedavisinde takviye olarak kullanılmaktadır. Besin takviyesi olarak alınması halinde koenzim Q10’un muhtemel faydaları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

• Hücrelerde enerji üretimine katkıda bulunarak yaşı ilerleyen kişilerde ortaya çıkan yorgunluk, bitkinlik, halsizlik ve benzeri şikayetleri önleme veya azaltma,
• Hücreleri oksidatif hasarlara karşı koruma ve vücutta antioksidan görevi alma,
• Kalp yetmezliği tedavisinde kalp fonksiyonlarını iyileştirme ve muhtemel komplikasyonları önleme,
• Kadınlarda yaşlanmaya bağlı olarak azalan doğurganlık seviyesini artırma,
• Yaşlanmaya bağlı görme kaybını azaltma,
• HIV/AIDS hastalarının bağışıklık sistemlerini güçlendirme ,
• Ağrılı ereksiyon (Pyronie)hastalığını düzenleme,
• Kas distrofisi (kas erimesi) ve Parkinson hastalarının fiziksel performansını artırma,
• Migren, baş ağrısı ve benzeri hastalıkları %50 gibi önemli bir oranda azaltma ,
• Sporcularda günlük egzersiz performansını artırma,
• Mitokondriyal hastalıklarda beynin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayarak Alzheimer gibi beyin hastalıklarının önüne geçme…

Bu yazılar da ilginizi çekebilir: